İDDİA 6: Dikkat eksikliği bozukluğu, bipolar, obsesif bozukluk, stres bozukluğu, bağırsak sendromu, mevsimsel depresyon gibi hastalıklar, piyasayı canlandırmak için icat edildi.
YANLIŞ
Soner Yalçın Kara Kutu: Yüzleşme Vakti’nin antidepresanlarla ilgili bölümünde, dikkat eksikliği bozukluğu, bipolar, obsesif bozukluk, stres bozukluğu, bağırsak sendromu, mevsimsel depresyon gibi hastalıkların, piyasayı canlandırmak için icat edildiğini öne sürüyor. Piyasadan kastının da ilaç piyasası olduğu anlaşılıyor.
Dikkat eksikliği & hiperaktivite bozukluğu, tanı sistemlerine 1980 yılında DSM III ile girmiş olsa da, çok daha öncelerden beri biliniyor. Farklı isimlerle anılmış, (1900’lerde “ahlaki kontrolde marazi yetersizlik”), farklı nedenlere bağlanmış (“minimal beyin disfonksiyonu” gibi).
Bipolar bozukluk da çok öncelerden beri bilinen bir hastalık. 1921 yılında Kreapelin tarafından “Psikoz Manyak Depresif” ismiyle tanımlanmıştı. Ayrıca tarihi karakterler arasında bu hastalığa sahip birçok kişi var. Yani hastalık çok eski dönemlerden beri biliniyor, ama bipolar bozukluk ismi yeni.
Depresyon (bezginlik, isteksizlik, elem tarzında duygulanım değişikliği, intihar ve ölüm düşünceleri, intihar girişimleri, enerji azlığı gibi belirtilerle karakterize) ve mani (aşırı hareketlilik, kendine güvende gerçekçi olmayan artış, engellenmeye karşı çabuk öfkelenme, bazen saldırganlık, uyku gereksiniminin azalması, riskli davranışlarla belirli) ya da hipomani (manik tablonun daha az şiddetlisi) dönemleriyle giden bir bozukluk. Tedavisinde dönemlerin tedavisi kadar, dönemlerin yinelenmesinin engellenmesi, yani koruyucu tedavi de önemli. Bu amaçla kullanılan belli başlı ilaçlardan biri lityum ve tıp tarihinin en ucuz ilaçlarından biri.
Obsesif kompulsif bozukluğa, ilaçların keşfinden önce “ruh kanseri” deniyordu
Obsesif kompulsif bozukluk halk arasında vesvese denen türde, rahatsız edici düşünceler ya da dürtülerin (obsesyonlar) olduğu, çoğu kez bunları önleyebilmek için bazı davranışların (kompulsiyonlar) yapılması zorunluluğu duyulan bir bozukluk. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip hastalar, daha 1660 yıllarında yazılmış olgu sunumlarında tanımlanmıştı; ancak “obsesyon” ve “kompulsiyon” kavramları psikiyatri tarihinde ilk kez Esquirol tarafından kullanıldı (1838). 19. yüzyıl sonuna kadar bu belirtiler kültürlere göre depresyon ve psikoz kavramlarıyla yorumlanmıştı. Klinik tablo 1917 yılında Freud tarafından tanımlanarak yayınlandı. Henüz psikotrop ilaçlar keşfedilmiş değildi. Zaten ilaçların olmadığı dönemlerde psikanalize de yanıt vermediği için bu hastalık “ruh kanseri” diye biliniyordu.
Travma sonrası ve akut stres bozuklukları, bir travmadan sonra ortaya çıkan ve kişinin normal işlevselliğini yitirmesine neden olan hastalıklar. I. Dünya Savaşı sırasında “bomba şoku” ya da “muharebe (savaş) nevrozu” olarak adlandırılıyordu. Vietnam Savaşı sonrasında konuya ilgi zirve yaptı.
Mevsimsel depresyon farklı bir hastalık değil, depresyonun bir türü. Depresif dönemler daha çok sonbahar ve kış mevsimlerinde ortaya çıkıyor. Depresyon, Hipokrat zamanından beri biliniyordu; “melankoli” adıyla anılmış, kara safralı kişilerde ortaya çıktığı ileri sürülmüştü. Bugün tüm dünyada işgücü kaybına neden olan hastalıklar içinde ilk sıralarda geliyor. Dünyada 264 milyondan fazla kişi depresyonda. Israrlı mutsuzluğun olduğu ve ilgi ve zevk almanın azaldığı bir hastalık. Uyku ve iştahı bozabiliyor. Yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü yaygın.
Görüldüğü gibi bu hastalıkların piyasanın canlanmasıyla ilgisi yok. Çok uzun zamandır bilinen, yüzyıllar önceden tanımlanmış hastalıklar. O zamanlar bildiğimiz anlamda bir ilaç piyasası bile yoktu. Var olan durumdan yararlanmaya çalışan sektörlerin olması olağan. Ancak insanlara hasta olmadıkları halde hastalık yakıştırılıyor diye iddiada bulunmak, tarihsel olarak karşımıza konulan delillerle de çelişiyor.
Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitap hakkındaki çalışmaya dair Teyit ekibi tarafından yayınlanan 63 yazı bu rehberde yer alıyor.
Komplo teorileri hakkındaki yazıları okuyarak kitabın içinde düşülen genel yanılgıları anlayabilirsiniz:
Manisalı eczacıları kim öldürdü?
Komplo Teorileri I: Aşırı şüpheci tutum etrafımızı sardığında
Komplo Teorileri II: Bilimsel görünme çabası
Komplo Teorileri III: Sağlığımızı korumak için ne yapabiliriz?
Bu bölümdeki yazılar Kara Kutu’nun yazım sürecine mercek tutuyor. Kitaptaki kaynak gösterimi, izlenen metodoloji ve tespit edilen intihaller sizi şaşırtabilir. Ayrıca kitapta yer alan ve Yalçın’ın konuşmalarından hareketle oluşturulan safsatalara ve daha fazlasına göz atabilirsiniz:
Kara Kutu’nun yöntemi – I: Nasıl yazıldı? Nasıl basıldı?
Kara Kutu’nun yöntemi – II: Kaynakça nasıl hazırlanmış?
Kara Kutu’nun yöntemi – III: 30 farklı kaynaktan yapılan intihaller
Korelasyon nedensellik değildir
Kara Kutu’nun ‘kozmik odasındaki’ intihaller
Safsatalar I: Komplo teorilerini safsatalar ile süslemek
Safsatalar II: Hatalı akıl yürütmenin kitabı
Özellikle ‘doğallık safsatasını’ özümsedikten sonra homeopati üzerine iddiaları inceleyebilirsiniz:
Kapitalizm homeopatiyi teğet mi geçti? Sektöre genel bakış
ABD’deki en büyük kütüphanelerin homeopati okullarıyla ilişkisi olduğu iddiası dayanaksız
İDDİA 1: Patofizyoloji kürsülerinin 12 Eylül’den sonra kapatıldığı ve yıllardır bu dersin verilmediği iddiası
Türkiye’de tıp eğitimi nasıl kurumsallaştı?
Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitabın üçüncü ve dördüncü bölümlerinde yer alan iddiaların ele alındığı yazılar bu bölümde:
İDDİA 2: ABD ve Avrupa’da Augmentin’in evcil hayvanlarda kullanımının yasaklandığı iddiası
İDDİA 3: 12 yaşındaki her çocuğun kolesterol ilacı alması tavsiye edilmiyor
İDDİA 4: İlaçların farklı ülkelerde daha ucuz olmasının nedeni fiyat politikaları
İDDİA 5: Yan etkileri olan serzone isimli ilacın ‘henüz’ toplatıldığı iddiası
İDDİA 6: Bazı psikiyatrik hastalıklar piyasayı canlandırmak için mi uyduruldu?
İDDİA 7: Beyindeki organik değişimler mutasyon anlamına mı geliyor?
İDDİA 8: Gebelikte antidepresan kullanımının bebekte otizm riskini artırdığı iddiası
İDDİA 9: Serotonin ile depresyon arasında ilişki yok mu?
İDDİA 10: Sadece çocuklar üzerinde ve belli bir evre için yapılan araştırmanın sonuçları genellenebilir mi?
İDDİA 11: ABD’deki yaygın ölüm sebepleri arasında ilaç yan etkilerinin dördüncü sırada olduğu iddiası
Aşılar kitapta önemli bir yer tutuyor. Çalışmamızın önemli bir kısmı, bu nedenle aşılar hakkındaki iddialara ayrıldı:
Aşılar bağışıklığı zayıflatıyor mu? Vücudumuzun ‘askerleri’ nasıl çalışıyor?
Aşılarda bulunan maddeler o kadar ‘korkutucu’ mu?
Sürü bağışıklığı: ‘Benim çocuğum istersem aşılatmam’ denebilir mi?
Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de aşı çalışmaları
İDDİA 12: Türkiye’de ilk aşı kampanyasının 1985’te yapıldığı iddiası
İDDİA 13: Türkiye’de zorunlu aşı uygulaması olduğu iddiası
İDDİA 14: Menenjit aşısının 2013 yılında aşı takvimine eklendiği iddiası
İDDİA 15: Almanya’daki zorunlu kızamık aşısı yasasının ‘kıl payıyla’ kabul edildiği iddiası
İDDİA 16: Almanya’da çocuk doktorlarının yüzde 92’si çocuğunu aşılatmıyor iddiası
Finlandiya İngiltere İrlanda Hollanda ve İsveç’te aşıların zorunlu olmaması ne anlama geliyor?
İDDİA 17: FDA’da görevli Morris’in grip aşısı hakkındaki açıklamayı 2009’da yaptığı iddiası
İDDİA 18: İsrail’de hiç aşı yapılmadığı iddiası
Wakefield I: Aşı ve otizm arasındaki ilişki olduğu iddiaları nereden çıktı?
Wakefield II: Kızamık virüsü için aşı patenti almış
Wakefield III: Otizmli ailelerin avukatlarından para aldı
Aşı ve otizm arasında bağ olduğu tartışmalarını kimler kitleselleştirdi?
Aşı otizm arasında bağ olduğunu söyleyenlerin bilimsellik iddiası
Bugün 50’lerinde olanların çocukluğunda çevrelerinde otizmli çocuk yok muydu?
İDDİA 20: Neil Z. Miller aşı karşıtı derneklerle ilişkili
İDDİA 21: Houweling makalesinde aşıların zararlarından bahsetmiyor
İDDİA 22: Prof. Dr. Claire-Anne Siegrist aşının uzun dönemdeki faydalarının bilindiğini belirtiyor
İDDİA 23: Kızamık aşısının kadınların yüzde 55’inde romatoit artrit gelişmesine neden olduğu iddiası
İDDİA 24: Boğmaca aşısından sonra bebeklerin normalden yedi kat daha fazla hayatını kaybettiği iddiası
Difteri tetanoz ve boğmaca aşılarının ani bebek ölümü vakalarıyla bağlantısı yok
İDDİA 25: Aşıların kısırlığa neden olduğunu gösteren bir kanıt yok
İDDİA 26: Aşılarda kullanılacak antijenleri patent sınırlamaları mı belirliyor?
İDDİA 27: Gluten ve kazeinin otizme yol açtığını gösteren bulgu yok
Aşı üretimi kâr maksimizasyonuna dayanıyor ve bu halk sağlığını tehdit ediyor
Facebook’un reklam politikası Kara Kutu’daki aşı karşıtı iddiaların yayılımını engelledi mi?
Son olarak Kara Kutu’da modern tıbbın karşısına anti kapitalizmin konduğunu görüyoruz. Tıp ve anti kapitalizm ilişkisine dair yazılar aşağıdaki gibi:
Yazar
Teyit & Türkiye Psikiyatri Derneği
Kaynaklar
Öncü Bedriye, Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğunun Tarihçesi, 2012
Simavi Vahip, Bipolar Depresyon. Klinik Psikiyatri 2004
Yener Özen, Psikolojik Travmanın İnsanlık Kadar Eski Tarihi, 2017
Dünya Sağlık Örgütü, Depresyon
Kapak görseli: Lydia Fu