İDDİA 21: Houweling, Verweij ve Ruitenberg adlı hekimlerin Vaccine dergisinde yayınladıkları makalede, aşıyla ilgili ses getiren açıklamalar var.
YANLIŞ
Soner Yalçın, Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitabının 268. sayfasında, H. Houweling, M. Verweij ve E. J. Ruitenberg isimli doktorlar, 2010 tarihli bir makalelerinde, aşının zararları ve dikkat edilmesi gereken özelliklerini ortaya koyan açıklamalarda bulundular. Yalçın’ın kitapta maddeler halinde makalenin bahsettiğini öne sürdüğü şu ifadeleri sıralamış:
- “Aşıyla toplumsal sağlığı tehdit eden hastalıklar hedef alınmalıdır.” (Türkiye’de çocuk aşı takvimindeki aşıların çoğunun bu ilkeye uymadığını bilmeyen var mı?)
- “Yenidoğan ve süt çocuklarının (iki yaş altı) immün/bağışıklık sistem özellikleri, aşılara ve çoklu aşı uygulamalarına verdikleri cevap ile ilgili bilgiler oldukça sınırlıdır…”
- “Sinir sistemi (yürüme-konuşma gibi) büyümesine bebekler ancak iki yaşında başlar ve gelişimini sürdürür. Bu bakımdan aşıların sinir sistemi üzerindeki muhtemel bağışıklık sistemine etkileri göz ardı edilemez…”
- “İnsan organizması ağırlığının yarısını oluşturan ve simbiyoz/beslenme yaptığı mikrobik evrenden/ mikrobiyotadan oluşmaktadır ve aşıların bu evrenle ilişkisi hakkında bilgimiz yok gibidir…”
Yalçın “Başka söze gerek var mı? Bunları Türkiye’de konuşturmuyorlar. ‘Aşı hayat kurtarır’ sözünden başka laf işitmek istemiyorlar!” diyerek, bu tehlikelerin öğrenilmesinin engellendiğini ima ediyor.
“İntihal” başlığı altında detaylarıyla incelediğimiz Yalçın’ın kaynak gösterme sorunu, bu iddiada da karşımıza çıkıyor. Yazıda tırnak içerisinde belirttiği maddeler Alişan Yıldıran’ın farklı internet sitelerinde yayınladığı yazılardan alınmış.
Houweling, Verweij ve Ruitenberg’in 2010 yılında yayınladıkları makalenin ismi kitapta geçmiyordu; biz de araştırmaya başladık. Houweling’in imzası bulunan 2010 tarihli makalelere bakarak, yukarıdaki sonuçları çıkarıp çıkarmadığını anlayarak işe başlamak gerekti. Vaccine dergisinde 2010 yılında yayınlanan makalelerden birinin adı “Criteria for inclusion of vaccinations in public programmes”.
Makalede bahsi geçen sonuçlara ulaşılamıyor
Orijinal makale, Hollanda’da aşıların toplumsal sağlığı etkileyen öncelikli hastalıklara odaklanarak toplumun geneline yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor ve bu aşıların belirlenmesi için bir yöntem öneriyor. Bu yöntem sistematik bir çerçeve çizerek açıklanmaya çalışılıyor:
“Yöntemimiz, belirli aşıların kamu programlarına dahil edilmesine ve önceliklendirilmesine yönelik; karşı argümanların bilimsel değerlendirmesi için sistematik bir çerçeve sunuyor. Hollanda’da halihazırda sağlanan aşıların kamu programları yoluyla değerlendirilmesinde yararlı olduğu kanıtlanmış ve revize edilmiş grip aşısı endikasyonları, rahim ağzı kanserine karşı aşılama, hepatit B’ye karşı genel aşılama programları ve ek olarak, pandemik influenza A / H1N1 2009’a karşı aşılama da dahil olmak üzere, 23 ‘aday’ aşıyı değerlendirirken rehberlik sağladı.”
Hatta makaledeki tavsiyeler, hiç de Yalçın’ın hoşuna gidecek türden değil. Aşıların özellikle yenidoğanlarda ve çocuklarda zararlarına vurgu yapmak için atıfta bulunulan bu makalede, çocuklara yapılacak grip aşısının da, yetişkinlere yapılanlarki kadar faydalı olacağını belirten çalışmalara referans veriliyor.
Makalenin bir bölümünde, harcanan her bir euroya karşılık aşılardan elde edilecek maksimum faydaya nasıl ulaşabiliriz cümlesi kullanılırken maliyetlerinin karşılanabilir olmasından bahsediliyor.
Aşıların önceliklendirilmesiyle ilgili kısımda ise makale, ‘hangi aşının önceliklendirileceğine toplumdaki yaygınlığına bakılarak karar verilmeli’ görüşünü savunuyor. Çalışmada önemli bir vurgu daha var, aşılamanın acil bir halk sağlığı ihtiyacı olduğu belirtilirken, yurttaşların kendilerini koruyamadığı durumların iyi tespit edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Yine, 2003 yılında meningokok C ve 2009 yılında A/H1N1 salgınları hatırlatılarak, toplumun korunması için salgınların tespitinin önemli olduğu, makalede öne çıkan bir diğer konu.
Çalışma, kullanılmaya aday aşılar üzerine değerlendirme yapılan bir tabloyu da içeriyor. Tabloda tüberküloz, çiçek hastalığı gibi hastalıklara yönelik aşılara “gerekli değil” yorumu yapılmış çünkü Hollanda’da bu hastalıklar hiç yaygın değil. Bu da bu aşıları daha az gerekli kılıyor ve fayda maliyet açısından anlam taşımıyor. Neticede, makalenin tamamı aşılamanın gerekliliğine vurgu yapıyor, hangisinin önceliklendirileceğine yönelik tavsiyeler içeriyor.
Makalelerde aşının faydalarına vurgu yapılıyor
Adı geçen üç ismin 2010 tarihinde yayınlanan diğer bir diğer makale de “Public vaccination programmes against hepatitis B in The Netherlands: Assessing whether a targeted or a universal approach is appropriate” ismiyle yayınlanmış. Bu makale de, hepatit B aşısına yönelik Hollanda’da atılan adımları ve aşıların fayda maliyet değerlendirmesini içeriyor. Sonuç mu? Yine kitaptaki maddelerde bahsedilen iddialar yer almıyor. Hatta makalede, yüksek görülme sıklığına sahip ülkelerde en az bir ebeveyne sahip çocukların aşılanmasıyla ilgili bölümde şu ifadelere yer veriyor: “Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü’nün (RIVM) son karşılaştırmalı modelinde, bu grubun hedeflenen aşılanmasıyla 50 yıl boyunca 2 bin 490 ölümün önleneceği tahmin ediliyor.” Böylece 2003 yılında yapılan aşılamanın, muhtemelen bu hedef gruptaki enfeksiyonu büyük ölçüde ortadan kaldırdığı aktarılıyor.
Tarihte bir yanlışlık olma ihtimaline karşı üç yazarın imzasını taşıyan ve Vaccine dergisinde yayınlanan diğer makalelere de göz atıyoruz. Yine yazarların bu argümanları destekleyen bir makaleleri olmadığını görüyoruz. Houweling’in katkı koyduğu makalelerin çoğu halk sağlığını ilgilendiren aşılama programlarını etkili bir şekilde uygulamasına yönelik. Yani aşı karşıtlarının, bu isimleri kullanarak bilimsel dayanak devşirmeleri pek mümkün görünmüyor.
Ama iyi bir araştırmacı gazetecinin birincil kaynaklara ulaşması gerekiyor ve Yalçın da bu ilkeden muaf değil. Eğer Vaccine dergisinde yayınlanan makaleyi okumuş olsaydı, maddeler halinde aktardıklarından hiçbirinin içeride yazmadığını görebilecekti.
Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitap hakkındaki çalışmaya dair Teyit ekibi tarafından yayınlanan 63 yazı bu rehberde yer alıyor.
Komplo teorileri hakkındaki yazıları okuyarak kitabın içinde düşülen genel yanılgıları anlayabilirsiniz:
Manisalı eczacıları kim öldürdü?
Komplo Teorileri I: Aşırı şüpheci tutum etrafımızı sardığında
Komplo Teorileri II: Bilimsel görünme çabası
Komplo Teorileri III: Sağlığımızı korumak için ne yapabiliriz?
Bu bölümdeki yazılar Kara Kutu’nun yazım sürecine mercek tutuyor. Kitaptaki kaynak gösterimi, izlenen metodoloji ve tespit edilen intihaller sizi şaşırtabilir. Ayrıca kitapta yer alan ve Yalçın’ın konuşmalarından hareketle oluşturulan safsatalara ve daha fazlasına göz atabilirsiniz:
Kara Kutu’nun yöntemi – I: Nasıl yazıldı? Nasıl basıldı?
Kara Kutu’nun yöntemi – II: Kaynakça nasıl hazırlanmış?
Kara Kutu’nun yöntemi – III: 30 farklı kaynaktan yapılan intihaller
Korelasyon nedensellik değildir
Kara Kutu’nun ‘kozmik odasındaki’ intihaller
Safsatalar I: Komplo teorilerini safsatalar ile süslemek
Safsatalar II: Hatalı akıl yürütmenin kitabı
Özellikle ‘doğallık safsatasını’ özümsedikten sonra homeopati üzerine iddiaları inceleyebilirsiniz:
Kapitalizm homeopatiyi teğet mi geçti? Sektöre genel bakış
ABD’deki en büyük kütüphanelerin homeopati okullarıyla ilişkisi olduğu iddiası dayanaksız
İDDİA 1: Patofizyoloji kürsülerinin 12 Eylül’den sonra kapatıldığı ve yıllardır bu dersin verilmediği iddiası
Türkiye’de tıp eğitimi nasıl kurumsallaştı?
Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitabın üçüncü ve dördüncü bölümlerinde yer alan iddiaların ele alındığı yazılar bu bölümde:
İDDİA 2: ABD ve Avrupa’da Augmentin’in evcil hayvanlarda kullanımının yasaklandığı iddiası
İDDİA 3: 12 yaşındaki her çocuğun kolesterol ilacı alması tavsiye edilmiyor
İDDİA 4: İlaçların farklı ülkelerde daha ucuz olmasının nedeni fiyat politikaları
İDDİA 5: Yan etkileri olan serzone isimli ilacın ‘henüz’ toplatıldığı iddiası
İDDİA 6: Bazı psikiyatrik hastalıklar piyasayı canlandırmak için mi uyduruldu?
İDDİA 7: Beyindeki organik değişimler mutasyon anlamına mı geliyor?
İDDİA 8: Gebelikte antidepresan kullanımının bebekte otizm riskini artırdığı iddiası
İDDİA 9: Serotonin ile depresyon arasında ilişki yok mu?
İDDİA 10: Sadece çocuklar üzerinde ve belli bir evre için yapılan araştırmanın sonuçları genellenebilir mi?
İDDİA 11: ABD’deki yaygın ölüm sebepleri arasında ilaç yan etkilerinin dördüncü sırada olduğu iddiası
Aşılar kitapta önemli bir yer tutuyor. Çalışmamızın önemli bir kısmı, bu nedenle aşılar hakkındaki iddialara ayrıldı:
Aşılar bağışıklığı zayıflatıyor mu? Vücudumuzun ‘askerleri’ nasıl çalışıyor?
Aşılarda bulunan maddeler o kadar ‘korkutucu’ mu?
Sürü bağışıklığı: ‘Benim çocuğum istersem aşılatmam’ denebilir mi?
Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de aşı çalışmaları
İDDİA 12: Türkiye’de ilk aşı kampanyasının 1985’te yapıldığı iddiası
İDDİA 13: Türkiye’de zorunlu aşı uygulaması olduğu iddiası
İDDİA 14: Menenjit aşısının 2013 yılında aşı takvimine eklendiği iddiası
İDDİA 15: Almanya’daki zorunlu kızamık aşısı yasasının ‘kıl payıyla’ kabul edildiği iddiası
İDDİA 16: Almanya’da çocuk doktorlarının yüzde 92’si çocuğunu aşılatmıyor iddiası
Finlandiya İngiltere İrlanda Hollanda ve İsveç’te aşıların zorunlu olmaması ne anlama geliyor?
İDDİA 17: FDA’da görevli Morris’in grip aşısı hakkındaki açıklamayı 2009’da yaptığı iddiası
İDDİA 18: İsrail’de hiç aşı yapılmadığı iddiası
Wakefield I: Aşı ve otizm arasındaki ilişki olduğu iddiaları nereden çıktı?
Wakefield II: Kızamık virüsü için aşı patenti almış
Wakefield III: Otizmli ailelerin avukatlarından para aldı
Aşı ve otizm arasında bağ olduğu tartışmalarını kimler kitleselleştirdi?
Aşı otizm arasında bağ olduğunu söyleyenlerin bilimsellik iddiası
Bugün 50’lerinde olanların çocukluğunda çevrelerinde otizmli çocuk yok muydu?
İDDİA 20: Neil Z. Miller aşı karşıtı derneklerle ilişkili
İDDİA 21: Houweling makalesinde aşıların zararlarından bahsetmiyor
İDDİA 22: Prof. Dr. Claire-Anne Siegrist aşının uzun dönemdeki faydalarının bilindiğini belirtiyor
İDDİA 23: Kızamık aşısının kadınların yüzde 55’inde romatoit artrit gelişmesine neden olduğu iddiası
İDDİA 24: Boğmaca aşısından sonra bebeklerin normalden yedi kat daha fazla hayatını kaybettiği iddiası
Difteri tetanoz ve boğmaca aşılarının ani bebek ölümü vakalarıyla bağlantısı yok
İDDİA 25: Aşıların kısırlığa neden olduğunu gösteren bir kanıt yok
İDDİA 26: Aşılarda kullanılacak antijenleri patent sınırlamaları mı belirliyor?
İDDİA 27: Gluten ve kazeinin otizme yol açtığını gösteren bulgu yok
Aşı üretimi kâr maksimizasyonuna dayanıyor ve bu halk sağlığını tehdit ediyor
Facebook’un reklam politikası Kara Kutu’daki aşı karşıtı iddiaların yayılımını engelledi mi?
Son olarak Kara Kutu’da modern tıbbın karşısına anti kapitalizmin konduğunu görüyoruz. Tıp ve anti kapitalizm ilişkisine dair yazılar aşağıdaki gibi:
Kaynaklar
Memurlar.net, Alişan Yıldıran’dan alıntılanan yazı, 25 Eylül 2014
Hans Houweling, Criteria for inclusion of vaccinations in public programmes, Nisan 2010
Hans Houweling, Public vaccination programmes against hepatitis B in The Netherlands: assessing whether a targeted or a universal approach is appropriate, Kasım 2010
Hans Houweling, Preparing for the next public debate: universal vaccination against hepatitis B, 2011